Günlük yaşantımızda pek çok sorunla boğuşuyoruz
Bazen daha çok para bazen daha çok mülk ve bazen de daha çok yaşamak adına savaşıyoruz dünya arenasında.
Hangi bireye 'Ne derdin var?' diye sorsanız destan misali pek çok peşpeşe sıralayacaktır. Bazen abartılı bazen mütevazi pek çok derdimiz olduğu gerçek yaşantımızda.
Peki cidden öyle mi?
Eminim bu yazıyı okuduktan sonra fikirlerinizde küçükte olsa bir değişim olacaktır.
Diğer pek çok yazardan ayrı olarak yazdığım yazıların belli bir kısmında konuyu bizzat deneyimledikten sonra siz değerli okuyucularıma aktarmayı daha samimi ve içten buluyorum. Yani siz eğer bu isim altında örneğin uzayla ilgili bir yazı okuyorsanız uzay deneyimini bizzat yaşamışım demektir. Bu yazımda da evsizlerin sokak yaşamlarını ele alacağız. Elbette bunu size aktarabilmemin en iyi yolu önce bir evsiz olmaktı.
Yirmi dört saat gibi kısa bir süre için evsiz gibi yaşadım.
Nasıl mı?
Öncelikle pek çok insanın gözüne güzel görünebilmek için mağaza mağaza dolaşıpsatın aldığım kıyafetlerimden kurtuldum. Bunların yerine günlük hayatta asla giymeyeceğim yırtık ve olabildiğince eski bir kıyafet tercihi yaptım elbette bu sıcak havada bere ve kesik eldivenleri de unutmadım. Görünüş tamamdı şimdi sıra onlar gibi yaşayabilmekteydi. Sokağa adım attığım ilk andan itibaren bu deneyimi kayıt altına aldım. Saniye saniye her an kadrajımızda kayıt edilirken zorlukları da peş peşe yaşamaya başladım...
Su ve dehidrasyon sorunu...
Bir evsizseniz ve sokaklarda yaşıyorsanız en kolay bulabileceğiniz şey sudur. Ancak her istediğiniz de eğer çeşme cami şadırvan tarzında bir yere yakın değilseniz ulaşmanız biraz gecikmeli olabiliyor. Çözüm ise sokakta bulabileceğiniz ve temiz olduğunu düşündüğünüz bir pet şişeye kısa süreli su stoğu yapmak. Böylece dehidrasyon yani vücudun su kaybını en aza indirmeniz mümkün olacaktır. Kışları çok sorun olmasa da yaz aylarında dehidrasyon ciddi bir sorun haline dönüşebilir.
Gıda ve enerji...
Sokakta zorluk yaşayacağınız bir başka hususta elbette yemek problemi. Enerjinizi koruyabilmek adına günlük belli bir kalori almanız gerekmekte. Sokakları mesken edindiyseniz bu pekte mümkün olmayabiliyor. Her istediğinizde yemek bulma şansınız yok. Bu durumda yemek elde etmek istiyorsanız onun için savaşmanız gerekecek demektir. Örneğin bazı kafelerde sosyal sorumluluk adına belli bir saat basit işler yaparak karşılığında küçük gıdalar kazanabilirsiniz. Ya da bir avm de artan yemeklerin peşinde koşturarak tıka basa olmasa da anı kurtarmanız mümkün... Onun dışında ya çöp karıştıracak ya da başka şeyler yapmak durumunda kalabiliyorsunuz.
En kötüsü...
Ne su ne yemek ne de barınma bir evsiz için temel problem değildir. Evsiz olarak geçirdiğim yirmi dört saatlik sürede hiç birisi insanların size olan ezici bakışları kadar zorlamadı. Kameralarımıza takılan pek çok görüntü de insanların bizlere nasıl baktığına çok daha net şahit olduk. Onlar için toplumda olmaması gereken varlıklar olduğumuzu ve her bakışlarında bizlere ne kadar tiksinç olduğumuzu hissettirmeleri inanın çok ama çok acı bir durumdu. Oysa kimseye zararımız yoktu. Üstelik kıyafetlerimiz eskiydi insanlığımız değil...
Bu acı ve zor deneyim sona erdiğinde tekrar evi yatağı yemeği olan birisi olduğumda şükür olgusunun ne kadar önemli ve ibret verici olduğunu bir kez daha idrak ettim. Zira bugün her istediğinizi elde edebiliyor olmanız yarın da edebileceğiniz anlamına gelmiyor. Zira hiç bir insanın beyaz eşyalar kadar bile garantisinin olmadığı bir evrende yaşıyoruz.
Bu deneyimime şahit olmak isterseniz bir kaç gün içerisinde youtube platformunda bu videoyu paylaşacağım. Umarım küçükte olsa bir farkındalık oluşmasına sebep olabilmişimdir.